Datça

Eski Datça
Datça'ya ilk 1984 yılında gittim ve o "meşhur" yolu nedeniyle uzun yıllar gitmedim. Fakat şimdi o yolun çok güzel yapıldığını gördüm, büyük kısmı üç şerit ve virajlı bölgelerde demir korkuluklar var. Gündüz veya gece gönül rahatlığıyla araba kullanmak mümkün.
Daha evvel Aktur tesislerinde kalmıştım, iki koyu var, biri rüzgar alsa diğeri almaz. Çam ağaçları ile kaplı geniş bir alana yayılmış. Maalesef Aktur için resim koyamıyorum.
Fakat bu tatilde Datça'nın içine gittik, Yeni Datçada iskelede çayımızı, kahvemizi içtik. Daha sonra Eski Datçaya geçtik. Eski Datça, dar sokakları, kaldırımları, taş evleri ve ev pansiyonları çok hoş bir kasaba. Farklı ve sessiz tatil isteyenler için.
Tabii, Datça deyince Can Yücel'i hatırlamamak mümkün değil. Can Yücel'in evi müze haline getirilmiş fakat sadece ölüm yıldönümünde bir gün ziyaretçilere açılıyor.
Datça'ya gelmişken Knidos'a doğru yol alabilirsiniz. Arka arkaya üç "bük" var, biz Palamutbükü'nde durup öğle yemeği yedik. Palamutbükü, bakir bir koya, birkaç pansiyona ve salaş balık lokantalarına sahip. Deniz kenarında çakılların üzerine konmuş masalarda balığınızı yiyorsunuz. Bu arada Datça'nın bademi meşhur, eğer mevsimi ise, geçtiğiniz köylerde evlerin önünde badem içi ayıklayan köy kadınlarından taze badem almayı unutmayın.

Etiketler: , ,