Bu seneki 23 Nisan tatilinde Bodrum’u seçtik. Daha önce de olduğu gibi, Bodrum’da Yalıçiftlik bölgesini tercih ettik. Bize göre, Bodrum’un diğer bölgelerinde görülen dizi dizi siteler ve kooperatif evlerinin aksine, Yalıçiftlik Bodrum’un hiç bozulmamış veya en az bozulmuş bir bölgesi.
Burada İpek Palace Butik Otel’de kaldık, geçen yıl açılmış. Sadece 21 odalı, küçük, güzel bir otel. İşletmecisi Gökhan Bey ve ekibi, misafirlerini rahat ettirmek için özel çaba harcıyorlar. Otel’in önünde uzun bir kumsal var ama kumsal ile otel arasında Yalıçiftlik dolmuşlarının geçtiği yol var. Kumsalda otelin kendi şezlongları bılunuyor ama deniz soğuk olduğu için girmedik. Otelin arka kapısı, makilerle kaplı yamaça açılıyor, hemen trekking’e başlayabilirsiniz. Bölge işletmecileri, bu tepelerden geçen 30-40 kilometrelik bir yürüyüş parkuru oluşturmaya çalışıyorlarmış, 450 km.lik Likya-Olimpos tarihi yürüyüş yolundan esinlenerek.
Bodrum’a gelmişken Gündoğan ve Yalıkavak’a sahiline uğradık, henüz sezon açılmadığı için son derece sakindi, yazın buralarda yürümek bile zor olabilir. Tabii, buraya gelmişken Le Kabbak’a uğramamak olmazdı. Gene özgün tasarımlarından birkaç parça aldık. Ertesi gün, Bodrum’un keşfedilmeyi bekleyen başka bir bölgesi Mazı koyuna gittik. Mazı’ya normalde Yalıçiftlik’den denize paralel, koyları göre göre gitmek mümkün ama yolu son derece kötüleşmiş idi ve bizde birkaç kilometre gidip geri döndük ve yolu biraz uzatarak içerden Mumcular köyü yolundan gittik. Yolda Etrim köyüne uğradık. Köyde halı ve kilim dokumacılığı yapılıyor, bizde aldık tabii, fiyatları da çok hesaplı idi. Bu yol biraz daha uzun ama temiz ve güzel bir yol. Yol boyunca yeşillikler arasında seyahat ediyorsunuz ve yol boyunca su sarnıçları bulunuyor.
Mazı koyuna yaklaşırken önce Yukarı Mazı köyünden geçiyorsunuz sonra Mazı köyü geliyor. Mazı’nın içinde hemen iki koy var, biri İnceyalı koyu diğeri Hurma Koyu. Buralar oldukça bakir koylar, bir şeyler yiyip içebileceğiniz, denize girebileceğiniz bir iki küçük tesis var. Mazı, Bodrum’da çatılı evlerin olduğu tek bölge diye düşünüyorum. Önümüzdeki yıllar Mazı’nın ismini çok duyacağımızı sanıyorum.
Bodrum’da gezdiğimiz diğer önemli yer ise, Yalıkavak’daki eski Sandıma Köyü ve, Yakaköy yolundaki Dibekli Han Sanat Köyü. Her ikisini de görmenizi tavsiye ederim.
Biz Yalıçiftlik’de kalırken köyde düğün vardı. Burada, adet köy düğünleri 3 gün 3 gece sürüyor ve tüm çevre köyler davetli oluyor. Düğün olayının ilk gününe, “Deli Kına”, ikinci gününe “Uslu Kına” ve son gününe kız evinden gelin alma diyorlar. Düğünün başka bir ilginç noktası ise, kumsala kurulan nikah masasında nikahın kıyılması idi. Biraz Balkan düğünlerini anımsatıyor gibi.
Bodrum’da akşam yemeği olarak bir gece Marinadaki Cafe La Vela’da yedik. Marinanın tam karşısındaki “Tango Argentina” restaurant da ambiyans olarak dikkatimizi çekti ama rezervasyonsuz masa bulmak imkansız, tüm gece kapısında kuyruk vardı. Diğer bir gece ise yemeğimizi Yalıçiftlik’de bir köy lokantası olan, Çiftlik Garden Restaurant'da yedik.
Dönüş günü kahvaltımızı Bafa Gölü kenarında aldık. Bafa Gölü, Göl kenarında birkaç tane köy kahvaltısı veren salaş lokantalar var, tavsiye ederim.
( Not: İpek Palace Butik Otel, www.gez-ye-ic.blogspot.com'da gördüğünüz tarafımızdan çekilmiş fotoğraflardan 9 adetini, üzerindeki ismimiz olan kısımları kesip, otelin resmi sitesinde kullanmaktadır. Şaka gibi ama gerçek :) )
